Değerli kardeşimiz,

“Herkes yaşadığı hâl üzere ölür, öldüğü hâl üzere dirilir.” ifadesinden maksat, en son yaptığı güzel veya çirkin bir iş değildir. Bilakis kişinin üzerinde bulunduğu küfür ve iman hâli, günah veya sevap hâli, özetle, tek tek günahlı veya sevaplı halden ziyade, hayatının en son safhasında bağlı bulunduğu çizginin durumuna göre dirilir, demektir.

Mesela; bir kimse bir hafta önce bir günah işlemiş sonra da tövbe etmiştir. Kabul şartlarına haiz bir tövbe yapmışsa, bu kişi samimi tövbe edenlerin üzerinde bulunduğu hâl üzere dirilir.

Onun için zina ederken ölen kimsenin o halde dirilmesinden ziyade, bir saat sonra o günahtan yaptığı makbul bir tövbe, daha büyük bir salih amel işlemiş ise o hâl üzere kalkar.

Kaldı ki, Allah mahşerde, mahkeme-i kübrada hesap görürken, affedip cezaya çarptırmadığı kulunun günahlarını açıklamaz, herkese göstermez. Eğer dirilirken kişinin son işlediği günah ile ihya ederse, bu gizlemenin bir esprisi kalmaz.

Bu minval üzere düşündüğümüzde daha çok misallerle bu hakikat yoluna girebiliriz.

İlave bilgi için tıklayınız:

– İnsanlar, işledikleri günahlara göre mi dirilirler?

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet