Değerli kardeşimiz,

“Her vahiy Arapça indi peygamberler onu kendi kavminin diline çevirdi.” anlamına gelecek rivayetler zayıf veya uydurmadır.(1)

Allah Teala, “Biz, her peygamberi kendi milletinin diliyle gönderdik ki; onlara, apaçık anlatsın.”(2) buyurmak suretiyle, her peygambere gelen vahyin, o kavmin diliyle olduğunu haber vermiştir.

Ayetin beyanatıyla da görüldüğü üzere, gönderilen her peygamberin mensup olduğu kavmin diliyle gönderildiği açıkça ortadadır.

Ayrıca biz biliyoruz ki Kuran-ı Kerim lafız ve mana itibariyle Allah’a ait olmakla hadis-i kutsiden(3) ayrılır. Kur’an-ı Kerim Allah’ın (c.c) Hz. Musa ile Tuva Vadisi’nde konuştuğunu şöyle zikreder.

Diğer taraftan, Kuran bize, Hz. Musa’nın üzerinde ilahi mesajlar bulunan levhaları direkt Allah’tan aldığını haber veriyor:

“Ona verdiğimiz levhalarda, insanlara öğüt olmak üzere her şeyi tafsilatlı olarak buyurduk.”(4)

Sonuç olarak, tüm peygamberler kendi kavimlerinin dilleriyle gönderilmişlerdir.

Kaynaklar:

1) İbn Arrak, Tenzihu’ş-Şeriati, 1/136, 137, 140; Suyuti, el-Leai’l-masnua, 1/17-18; Zemahşeri, Keşşaf, 652-653; Heysemi, Mecmau’z-zevaid, no: 16562.
2) İbrahim 14/4.
3) Kudsi ve Nebevi Hadis: Manası Allah’a, lafızları Hz. Peygamber’e ait olan hadislere kudsi hadis; mana ve lafzı Hz. Peygamber’e ait olan hadislere de nebevi hadis denir.
4) Araf, 7/145.

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet