Değerli kardeşimiz,

İçinde yaşadığımız ve algılarımızı çevreleyen dünyanın üç ayrı boyutu vardır:

İlk ve en üstün boyutunda dünya, iş ve oluşların kaynaklarını teşkil eden ilahi isimlerin tecellilerine dayalı zamansallığın ötesinde bir aşkınlığa sahiptir.

Melekut da denilen bu boyutun algısında, peygamberler ve ilim yoluyla onları takip edenler yaşarlar.

İkinci boyut ise dünyanın geçici ve zamansal işlerinin ebedi hayatta yansımalarından oluşur.

Bu ikinci boyuta da ahiretin tarlası denilir.

İlk boyut ile bu boyut arasındaki fark, ilkinin Yüce Mevla’nın esma tecellilerine ait oluşu ile ikincisinin yaratılmışlara ait oluşudur.

İkinci boyutta tüm varoluş eylemlerinin ya da yaratılmış varlıkların form ve özlerinin, zamanın ebediliğe ulaşan dairelerinde yansıyarak devamı söz konusudur.

Üçüncü boyutta ise dünya geçiciliği, geçmiş ve gelecek zaman arasına sıkışmış faniliği ile bir oyun, eğlence ya da simülasyondur.

İnsanlar, istemeseler de bu üçüncü boyutta yaptıkları ikinci boyuta yansır, buna göre karşılık alırlar. Dünya hayatında iken gerçekliğin diğer iki boyutuna iradeleri ile geçmediklerinden dolayı ölüm sonrasında süre gidecek bir pişmanlıkla karşı karşıya kalırlar.

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet