Değerli kardeşimiz,

Oruç, “güneşin doğuşundan” değil, fecrin doğuşundan, imsak vaktinden başlar, güneşin batımına kadar devam eder.

Çünkü Allah’ın emri gün boyu oruç tutmaktır. Ayette: “Eyyamen madudat = sayılı günler” denilmiştir. Gün ise, Fecr-i sadık / imsak ile başlayan, güneşin batımına kadar devam eden bir zaman dilimidir.

Eğer “sabah 6’dan aksam 6’ya kadar” olsaydı, bu defa neden“7’den yediye kadar olmadı?” diye sorulacaktı. Bu hayali soruların ardı arkası kesilmez…

Mesele Allah’ın emridir. Onun her emrinde de sayısız hikmetler vardır.

Şayet oruç hem gece hem gündüz, 24 saat olsaydı, bu insanların gücünün üstünde olurdu. Şayet sadece gece olsaydı, bu oruçla temin edilmek istenen terbiye olmazdı. Çünkü, gece herkes zaten yatıyor… Rüyalarda tutulan orucun ne değeri olabilirdi?

Geriye bir gün oruç tutmak kalmıştır ki, bu makul ihtimal değerlendirilmiştir.

Terbiyenin arasında, gece sahura kalkmak, gece teravihleri kılmak, gündüz bazen çok uzun bazen çok kısa günlerde oruç tutarak değişik eğitim ve terbiye performansı sağlanıyor.

Ayrıca gündüzün varlığı ile gecenin varlığı Allah’ın sonsuz ilim, hikmet ve kudretinin tezahürü olduğu gibi, insanlara sergilenmiş yeryüzü sofrasının hazırlanmasında da iki büyük mekik vazifesini yapmaktadır.

Bu sebeple, gece ile gündüzün yeniden tazelendiği bir ortamda oruç tutmak, bu ilahi hikmetlere de pek uygundur.

Demek namazın vakitleri bu gibi hikmetlere baktığı gibi, orucun vakti de bu ilahi hikmetlere, tehavvulata, inkılablara bakan yönleri vardır.

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet