Değerli kardeşimiz,

İlgili ayetin meali şöyledir:

“Batılın her türlüsünden yüz çevirerek Allah’a yönelin, ona karşı gelmekten sakının. Namazı dosdoğru kılın ve müşriklerden olmayın.”(Rum, 30/31)

Burada namaz kılmamak ile şirk arasında bir bağ kurmak isabetli değildir. Pek çok tefsir kaynaklarına baktığımızda da böyle bir bağlantıya rastlayamadık. 

Burada şu manalara dikkat çekilmiş olabilir:

a) Namazı kılın, çünkü namaz tevhidin temel simgesidir. Namazı kılmakla müşriklerden olmadığınızı gösterin. Çünkü namaz kılmamak müşriklerin şiarıdır. Bu ifadeden “namaz kılmayan müşrik olur, kâfir olur” manasını çıkarmak yanlıştır. 

b) Bunun bir anlamı da “namazı ihlasla kılmak”tır. Zira görünürde hakiki tevhide bağlı olarak yalnız Allah’a kulluk yaparken, içinden geçirdiği gösteriş, şov ve riyakârlık yapmak manevi şirke götürür ve samimi ihlası kaybettirir. 

Bir rivayete göre Peygamberimiz (asm) şöyle buyurmuştur:

“İnsanların hırsızlıkta en ileri olanı, kendi nama­zından çalan kimsedir.”

“Ey Al­lah’ın Resulü, kişi namazından nasıl hırsızlık ya­par?” denildiğinde ise Resulullah (asm), şöyle buyurur:

“Rükûsunu ve secdesini tam yapmaz. Bu namazdan çalmaktır.”(Müsned-i Ahmed b. Hanbel, 3/70)

– Namazının zahiri erkânından çalan kötü bir hırsız olduğu gibi, batıni erkanından çalan da tevhidden uzaklaştığı nispette şirke yaklaşmış olur.

-Yoksa, ehlisünnet âlimlerine göre, iman olduktan sonra hiçbir günah şirkin, küfrün nedeni olamaz. 

Özetle, namaz kılmayan büyük günah işlemiş olur, ama dinden çıkmaz, kâfir olmaz. Ancak namazı kıldığı hâlde gizli şirke girenler olabilir, buna dikkat çekilmiştir.

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet