Değerli kardeşimiz,

Allah mutlak adalet sahibidir. Allah kullarına zulmetmez. 

Allah hikmet sahibidir. Allah kimseye kaldıramayacağı yükü yüklemez. 

Eğer tebliğ edilmemişse, anlatılmamışsa, gerçek anlamda İslam’dan haberdar değilse, Allah sorumlu tutmaz.

Konuyla ilgili şu noktalara bakmakta fayda görmekteyiz:

a)Allah ateist olan ve olmayanlara ayrı ve farklı soru sormuyor. Canlı, şuurlu, duygulu ve akıllı bütün insanlara imtihan açmıştır. Ateizmi, deizmi ve başka izmleri İslam dini yerine ikame eden kimsenin bundan sonraki hayat safhasını tamamında kendisinin sorumlu olmasının en makul, en âdil şey olduğunda şüphe etmemek gerekir.

b)“İslam dininden başka bir şeyi din edinmek isteyen kimsenin bu isteği / tavrı kabul edilemez.” (Al-i İmran, 3/85) mealindeki ayette ister dini ister din dışı doktrinler olsun, hiçbirisinin İslam dini yerine kabul edilemez olduğuna vurgu yapılmıştır.

c) Bu sebeple, Allah’ın kabul etmediği bir doktrinin prensiplerine göre hareket eden, hayatını ona göre tanzim eden bir kimsenin “İslam dini imtihanında” bu gayr-ı İslami kurallara göre hareket etmesi, onlara göre İslam’ın sorularına cevap vermeye çalışması elbette çok komik ve pek cahilane bir tavırdır.

d) Demek ki, astronomi ilmine çalışıp fizyonomi imtihanına girmek, psikoloji ilmine çalışıp sosyoloji imtihanına girmek, arkeoloji ilmine çalışıp embriyoloji imtihanına girmek ne kadar garip ve tuhaf ise, İslam dışı doktrinlere çalışıp İslam imtihanına girmek de o kadar tuhaf ve garip bir tavırdır.

e) Allah yeryüzündeki tüm insanları imtihan etmektedir. Dolayısıyla, ateist veya Müslüman herkes imtihana tabidir. Örneğin bir ateistin çocuğu öldüğünde bu kayıp onun hayatın fâniliğini ve gerçek manasını idrak etmek için sorgulamasına ve Allah’a yönelmesine vesile olabilir.

Dolayısıyla bir ateistin yaşadığı her imtihan ona Allah’tan bir çağrıdır bir davettir. Hayatı boyunca bu davet ve çağrı devam eder.

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet