Değerli kardeşimiz,

Bu hadisin kaynağı için (bk. İhya, 1/16).

Hadisin tahricini yapan Zeynu’l-Irakî, Ebu Zer yoluyla gelen bir rivayete rastlamadığını, İbn Cevzî’nin bu hadisi “el-Mevzuat” adlı eserinde -Ömer’den rivayetle- yer verdiğini bildirmiştir. [bk. Irakî, Tahricu ahadisi’l-İhya (İhya ile birlikte), a.g.y]

“Mevzuat” adındaki kaynaklar uydurma hadisleri bir araya getiren eser demektir. Buna göre, Gazalî’nin rivayet ettiği bu hadisin uydurma olduğu bildirilmiş oluyor. Bu sebeple, bunun üzerinde yorum yapmaya gerek yoktur.

Ancak bu ve benzeri rivayetler –sahih olmak şartıyla- şöyle anlaşılmalıdır:

İlim ve marifetle yapılan ibadetler, ilim ve marifetsiz yapılan ibadetlerden çok yüksektir. Buna dikkat çekmek için böyle ifadeler kullanılmıştır. Yoksa ilimsiz ibadetlerin kabul edilmeyeceği veya faydasız olacağı anlamına gelmez.

Her bir harfinin en az on sevabı olan Allah’ın ezelî kelamının okunması ile insanların sözleri olan mealleri okumak aynı olur mu? Kur’an’ın iniş maksadı elbette insanlar tarafından anlaşılıp ona göre amel etmektir. Ama Kur’an aynı zamanda “tilavetiyle taabbüd edilen = okunması da ibadet sayılan” bir kitaptır.

İşleri karıştırmamak gerekir. Mealleri manayı öğrenmek için okuyacağız, fakat bunun Kur’an’ın manasını tamamen yansıtmaktan uzak olduğunu ve meallerin Kur’an olmadığını da bileceğiz.

İlave bilgi için tıklayınız:

– Anlamı bilinmeden yapılan ibadetler geçersiz midir?

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet