Değerli kardeşimiz,

Bu konuda özellikle şu iki ayet;

سَنُريهِمْ ايَاتِنَا فِى الْافَاقِ وَفى اَنْفُسِهِمْ حَتّى يَتَبَيَّنَ لَهُمْ اَنَّهُ الْحَقُّ اَوَلَمْ يَكْفِ بِرَبِّكَ اَنَّهُ عَلى كُلِّ شَىْءٍ شَهيدٌ

“Onlara gerek dış âlemdeki gerekse kendi öz varlıklarındaki ayetlerimizi göstereceğiz. Böylece Onun (Kur’an’ın) gerçek / hak olduğunu anlayacaklardır. Rabbinin her şeye tanık olması onlara yetmiyor mu?”(Fussilet, 41/53)

وَلَتَعْلَمُنَّ نَبَأَهُ بَعْدَ حِينٍ  

“Onun haberlerinin doğruluğunu bir süre sonra mutlaka öğreneceksiniz.”(Sad, 38/88)

ileriki zamanlardaki bilimsel gelişmeler sayesinde, Kur’an’da haber verilen veya işaret edilen bilimsel gerçeklerin ortaya çıkmasıyla, onun hak söz, ilahi kelam olduğunun anlaşılması şeklinde yorumlanmıştır.

Fussilet Suresi 53. ayetteki “سَنُريهِمْ(se-nürîhim) onlara yakında göstereceğiz kelimesindeki sin harfi yakın gelecek için kullanılır. Gelecek ise son bulmaz. Kıyamete kadar her nesilde devam eder.

İşte bu harf ile Yüce Allah her neslin Kur’an’dan keşfedeceği bir takım hakikatlerin bulunduğunu haber vermektedir denebilir.

İlave bilgi için tıklayınız:

– Kur’an’ın Bilimsel Mucizeleri…

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet