Değerli kardeşimiz,

Bu konuda faydalı olabilir düşüncesiyle birkaç noktaya dikkat çekmek isteriz:

a. Bir kadının aleyhine olan delilleri toplamak İslam’ın ruhuna aykırıdır. Suizannı, tecessüsü / kusurları araştırmayı, çekişmeyi yasaklayan

“Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin.” (Hucurat, 49/12)

mealindeki ayetin emirlerine karşı bir isyandır.

b. Kadının erkeklerle ilişkisini, özellikle zina ilişkisini seslendirenlerden her biri, o fiili gözleriyle gören dört şahit getirmedikleri takdirde “yalancı şahitlikten ötürü” seksen sopayla cezalandırılacaktır. (Nur, 24/4) Burada olmazsa öbür tarafta hesabı olacaktır.

c.  Bu konuda Kur’an’ın zina fiilini gözle gören dört şahidi şart koşması, bu gibi konularda kimsenin dedikoduya karışmaması, şakk-ı şefe etmemesi / asla ağzını açmamasını temin etmeye yöneliktir.

d. Eğer bu yapılanlarla bir aileyi yıkmak hedeflemişse, bunun vebali gerçekten çoktur.

e. Bu konuyu kadının kocasına açmak çok daha büyük bir vebaldir. Böyle durumlarda, biz Müslümanlara düşen görev –eğer mümkünse– güzel bir üslupla ikaz etmek, el-alemin aleyhinde konuşmaması için daha dikkatli olmasını hatırlatmaktır. Ama her şeyden önce bunu Allah için yapmaktır. Üslubun ayarlanması, ona dostluk elini uzatan, ona karşı samimî insanlar olduğunuzu kanıtlamak için çok önemlidir.

f. Özetle, şahsi günahları teşhir etmek günahtır. “İnsanların kusurlarını saklayanların kusurları ahirette saklı tutulur.” (bk. Buhârî, Mezâlim, 3) manasına gelen hadisin mesajı manidardır.

Bu konunun ne kadar hassas ve üzüntü verici olduğunu bilmeyenlerden değiliz. Ama başka yapılacak şey yoktur bizce. Tamiratı tahribata daima tercih etmeliyiz. Allah yar ve yardımcınız olsun.

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet