Değerli kardeşimiz,

İmtihan âlemindeyiz, Rabbimiz buyurmuş:

İnsanlar (dünyada Allah’a ibadet ve itaat etmeden, çeşitli çile ve güçlüklerle, bazen de verilen bol mal ve refah ile) imtihan edilmeden (sadece) “inandık” demeleriyle bırakılacaklarını mı sandılar?

Andolsun ki biz, onlardan öncekileri de (sıkıntılarla) imtihan ettik. Allah elbette (iman yönüyle) doğru olanları da bilir, yalancıları da bilir.(Ankebut, 29/2, 3)

Kendimize uygun iş olsun, başka konular olsun hep imtihanda olduğumuz şuurunda olacağız ve hep bizden daha zor durumda olanlara bakacağız, şükredeceğiz ve sabredeceğiz.

Bu arada sebeplere de sarılacağız elbette.

Allah’ın rızası doğrultusunda helal lokmanızın peşinden koşuyorsunuz. Bedeli size ağır gibi geliyor, belki de maddi manevi bunalıyorsunuz ama –teşbihte hata olmasın- bir an Rabbimiz bu azminizin müstakbel mükafaını size gösterse, belki de bu halin devamını istersiniz.

Evet, sebepler… Onları bir sorgulayın hem kendi gözünüzle hem de işverenlerin gözüyle;

– Acaba doğru işlere mi başvuruyorsunuz?

– Siz patron olsanız kendinizi hangi işte istihdam ederdiniz?

– Acaba biraz tecrübe kazanıp kendinizi gösterecek bir işte başlayıp yükselmek daha mı uygun olur?

– İslami ölçüler dışındaki kriterlerinizde biraz esneme ve değişiklik yapamaz mısınız?

– İşsizken iş aramak gerçekten can sıkıcıdır. İdareten bir işe girseniz, sonra baksanız size ne kapılar açılır?

– Belki idareten tevekkül edip girdiğiniz işte ummadığınız kapılar açılır?

Bu ve buna benzer soruları hem ufkunuzu açmak hem de doğru kararlar vermek için kendinize açık yüreklilikle ve peşin hükümsüz sorunuz.

Beş vakit namaz ve dualara da elbette devam.

İnşallah, Rabbimiz size hayırlı kapılar açacaktır. Ama unutmayalım ki bu imtihan bitecek, başkaları başlayacak…

Önemli olan imtihan sorularına doğru cevaplar vermeye devam etmektir.

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet