
İnsanların, “Kaderim buymuş” demesi doğru bir ifade midir?
Değerli kardeşimiz,
“Manen terakki etmeyen avam içinde kaderin cây-ı istimali var. Fakat o da maziyat ve mesaibdedir ki, ye’sin ve hüznün ilâcıdır. Yoksa maasi ve istikbaliyatta değildir ki, sefahete ve atalete sebeb olsun.”
Mânen terakki etmeyen avam denilince, bunun aksi zihnimizde şöyle canlanır: manen terakki eden havas zümresi, ermiş insanlar, evliya, asfiya. Bu kutlu zatların, bu seçkin kişilerin, bu hak dostlarının kader anlayışları bir başkadır. Onlar tam bir teslimiyet içindedirler. Çoğu işlerini ilâhî ilhamla görürler. Hazreti Mevlânâ, bu yüce insanların hâlini bir misâlle bize de hissettirmek ister. Denizde yüzen bir insanla, denize düşmüş bir cismin hareketini mukayese ederek şöyle der: “Birincinin hareketi kendindendir. İkincisini ise, deniz hareket ettirir.”
Bu özel bir durumdur. Biz genele dönelim. Yani, “Geniş halk kitlelerinin kadere bakışı nasıl olmalı?”konusu üzerinde duralım. Nur müellifi, bu insanların musibetlerde ve maziye gömülmüş olaylarda kaderi hatırlamalarını tavsiye eder ve bunun faydasını da ümitsizliğe düşmemek ve gereksiz yere üzülmemek şeklinde belirler.
Mazide kaçırdığı fırsatlar için bir ömür boyu üzülüp dövünmenin insana hiç faydası yoktur, ama zararı kesindir. Böyle bir insan, maziyi kadere havale etmeli, “Bunda da bir hayır vardır,” diyerek hayatını çileden, azaptan kurtarmalıdır. Bir kazaya uğramış ve yaralanmış kişi, “Şöyle olmasaydı böyle olurdu, yahut keşke falan firmanın otobüsüne binseydim.” gibi sözler sarf etmek yerine, bunu kaderin bir tecellisi bilmeli ve tedavi çarelerine bakarak sabretmelidir. Çünkü, olay onun iradesi dışında meydana gelmiştir ve geri dönüş de imkânsızdır.
Ama insan, yaptığı isyanlar ve istikbâle ait olaylar hakkında bu şekilde düşünemez. Çünkü, işlediği günah için tövbe etme imkânına sahiptir. Öncelikle bu yola girmelidir. Aksi halde, isyana ve sefahate devam eder gider. Öte yandan, bu günahlar kul hakkına tecavüz şeklinde ortaya çıkmışsa, o kulun hakkının ödenmesi gerekir. İşi kadere yükleyip muhatabını mağdur edemez. Bunlar isyana örnek.
İstikbâle gelince, insan, kaderinin ne olduğunu bilmediğine göre, cüz’i iradesini kullanmak mecburiyetindedir. Üzerine düşen görevi yaptıktan sonra, tevekkül yoluna girebilir. Yoksa tembelce oturamaz.
Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet
Gülistan Derneği - 7/24 Hizmetinizde
Gülistan Derneği olarak, ibadetlerinizi yerine getirirken size en güvenilir hizmeti sunmak için 7 gün 24 saat yanınızdayız. Her an ulaşılabilir olmayı hedeflediğimiz anlayışla, kurban bağışlarınızı Afrikada kesimini güvenle gerçekleştirebilmeniz adına her zaman yanınızdayız.
Kurban Fiyatlarımız:
- Keçi: 1750 TL
- Koyun: 2000 TL
- Koç: 2250 TL
- Büyükbaş: 15000 TL
Bizimle iletişime geçmek çok kolay! Sorularınız, bağışlarınız veya daha fazla bilgi almak için 0544 214 6652 numaralı telefondan bizimle her zaman irtibata geçebilirsiniz.
Gülistan Derneği olarak, kurban ibadetlerinizi en sağlıklı, doğru ve güvenli şekilde yerine getirmeniz için yanınızdayız. Güvenilir, şeffaf ve profesyonel hizmet anlayışımızla her zaman yanınızdayız.
Sizin için buradayız!