Değerli kardeşimiz,

Hz. Ömer (ra), valilerine yazdığı bir mektubunda, “Bana göre en önemli vazifeniz namazdır. Kim ona -devam ederek- vaktinde kılarsa, dinini korumuş olur. Kim de namazlarını ihmal ederse, diğer vazifelerini haliyle daha çok ihmal eder.” dedikten sonra, namazların vakti girince kılınması konusunda uyarıda bulunur ve son olarak da yatsı namazı ile sabah namazı için şöyle der:

“Yatsıyı, kırmızılığın (akşam şafağının) kaybolmasından itibaren gecenin üçte birine kadar kılın. Yatsıyı kılmadan yatanların gözüne uyku girmesin. Yatsıyı kılmadan yatanların gözüne uyku girmesin. Yatsıyı kılmadan yatanların gözüne uyku girmesin. Sabah namazını, yıldızlar batmadan parlakken kılın.”(Muvatta, Vukutu’s-salat, 6)

Yatsı namazı tan yeri ağarıncaya (fecr-i sadık doğuncaya) yani sabah namazı girinceye kadar kılınabilir. Fakat yatmadan önce kılınması sünnettir ve daha faziletlidir. Bu yüzden Hz. Ömer, yatsıyı kılmadan yatanları kınıyor ve üç defa aynı ifadeyi tekrar ederek, yatsı namazının uyumadan önce kılınması konusunda uyarıda bulunuyor.

Yatsı namazının vakti mezheplere göre ihtilaflıdır ve her bir kabulün kendilerince delilleri vardır.

Hanefî mezhebine göre tan yeri ağarmaya başlayıncaya (tulû-i fecre) kadar yatsı namazı kılınabilir.

Teheccüde ve sabah namazına uyanabilmek için, yatsıyı ilk vaktinde kılıp uyumayı tavsiye eden hadisler vardır. (bk. Buhari, Mevakit 13-20; Müslim, Mesacid 218-225; Nesai, Mevakit 20; İbn Mace, Salat 12)

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet