Değerli kardeşimiz,

– Bu konu daha çok “takiyye”nin, sözlü veya hem sözlü hem fiili olarak caiz olup olmadığı hususunda tartışılmıştır.  

– Bu ifade, kaynaklarda geçmektedir. (bk. İbn Ebi Şeybe, Musannef, 6/474-h no.33046; Kurtıbi, 10/183)

– Bu rivayete İbn Hacer de yer vermiş ve bu görüşün aynı zamanda cumhurun görüşü olduğunu belirtmiştir. (Fethu’l-Bari, 12/314)

– Ayrıca bu rivayetin sahih olduğu kabul edilmektedir. Yalnız İbn Hacer ravilerden Ali b. Misher’in son zamanlarında hafızasının zayıfladığını bildirmiştir. Fakat Zehebi onun sika / güvenilir ve sağlam olduğunu bildirmiştir. (bk. Multekal-hadis)

Musannef’deki Arapça metni şöyledir.

عَنْ عَبْدِ اللَّهِ، قَالَ: «مَا مِنْ كَلَامٍ أَتَكَلَّمُ بِهِ بَيْنَ يَدَيْ سُلْطَانٍ يَدْرَأُ عَنِّي بِهِ مَا بَيْنَ سَوْطٍ إِلَى سَوْطَيْنِ إِلَّا كُنْتُ مُتَكَلِّمًا بِهِ»

Serahsi, Abdullah b. Mesud’un bu sözünü şöyle izah etmektedir:

“Bu­rada iki kamçı vurmaktan maksat, elem verici bir şekilde dövmektir. Velev ki bu dövmek iki kamçı vurmak şeklinde olsun. Yahut bu söz, sopadan do­layı öleceğinden korkana bir örnektir. Kişiye iki kamçı vurulur da o da so­pa neticesinde helak olacağını hissederse, her sözü söyleme ruhsatına sahip olur. Yoksa Abdullah bin Mesud gibi bir sahabenin, tehlikeye sürüklemeyecek iki kamçı vurulması korkusuyla kişinin her şeyi dili ile söyleyebile­ceğine izin vermesi imkansızdır.” (el-Mebsut, XXIV, 50)

Bazı alimler; “Abdullah b. Mesud için iki kamçı vurmak ölüme sebep ola­bilirdi. Çünkü onun vücudu pek zayıftı.” demişlerdir.

İlave bilgi için tıklayınız:

– Nahl Suresi 106. Ayette geçen “Kalbi imanla dolu olarak mutmain …

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet