Değerli kardeşimiz,

İlgili hadisin meali şöyledir:

“Hiçbiriniz kendisi için istediğini (mü’min) kardeşi için istemedikçe (gerçek) iman etmiş olamaz.”(Buhârî, Îmân, 7; Müslim, Îmân, 71)

belki günümüzün en önemli karakter problemlerinden biri olan “egoistlik” yani “bencillik”in önüne geçmektedir. Tabii ki bu karakter probleminin sosyal hayattaki yansımaları hiç de iç açıcı değildir.

“Hep bana” diyen, “bana dokunmayan yılan” felsefesi ile yaşayan, birbiri için isteyemeyen, birbirinin acısını gönülden paylaşamayan insanlardan oluşan bir toplum bu yansımaların herhalde en bariz hallerindendir.

Bize düşen kendimiz için istediğimiz hayrı, başkaları için de istemektir; kendimiz için sakındığımız şeylerden başkalarının da başına gelmemesi için dua etmektir.

Soğuk havada yoldaki üşümüş bir garibanın üstüne, sırtımızdan paltomuzu çıkartıp koyduğumuzda aldığımız hazzı, mutluluğu ve huzuru nerede duyarız? Bu duyguları içimize koyan kim? Bu nimetleri bize veren kim? Bu nimetlerin gerçek ve tek sahibi kim?

“Sonra o gün, size dünyada verilmiş olan nimetlerden teker teker mutlaka sorulacaksınız!”(Tekâsür, 102/8)

Yani eğer gerek maddiyatta, gerek temennide hatta gerek dualarda cimrilik ve bencillik edersek, bize ilahi sorguda denecek ki:

“Siz bırakın verdiğim nimetlerin zekatını vermeyi, onlardan infak etmeyi, onlardan başkasına da vermem için duanızı bile esirgediniz. Nimetlerin sahibini kendiniz mi sandınız? Haydi şimdi verin bunların hepsinin hesabını!”

Onun için helal işleyelim, helal kazanalım, helali paylaşalım, helal ve hidayet üzere dünyalık için hem kendimize, hem de tüm insanlık için dua edelim.

Çünkü ancak hidayet üzere olup, layıkıyla ibadet edip, helal ameller işlersek ebedi huzuru bulabiliriz.

Aman bundan gaflet etmeyelim, çünkü aksi korkunç olacaktır.

İlave bilgi için tıklayınız:

– “Kendisi için istediğini mümin kardeşi içinde istemek” konulu hadisi …

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet