Değerli kardeşimiz,

“Kuddise sırruhu, yani, Allah sırrının kudsiyetini artırsın” ifadesini açıklamak için önce sırrın ne demek olduğunu belirtmek gerekir.

Her insanda, kalbin derin köşelerinde saklı ve yaratılışı itibariyle Allah’ın sevgisiyle dolup taşma kabiliyetine sahip bir sırrı vardır.

Kalb, sır, hafi, ahfa terimleri Kur’an’dan alınmıştır.

“İster yavaş konuş, ister açıktan, O’na göre birdir. Zira O sırrı da (gizliyi de), ahfayı da (gizlinin gizlisini de) bilir.” (Tâhâ, 20/7)

mealindeki ayette, SIRR ve AHFA kelimeleri kullanılmıştır.

Kalbe ihlası kazandırmak kişiyi en yüksek bir kulluk kulesine çıkardığı gibi, kalbteki samimiyetsizlik, özellikle nifak duygusu kişiyi esfel-i safiline, aşağıların aşağısına atar.

Sır ise, kalbten daha içeride olan bir gizlilik odasıdır. Oradaki samimiyet kişiyi daha da parlak bir makama ulaştırır.

Hafi ve ahfa ise, daha da kapalı kapılar ardında bulunan ihlasın odalarıdır. Bütün benliğini dinine veren ve bütün samimiyetiyle Allah’ın rızasını esas maksat yapan kimsenin bu makama gelmesinde, sır ve ahfanın rolü büyüktür.

İşte, hayatları boyunca bütün maksatları kalplerini, sırlarını masivadan temizleyip arındırmak olan Allah’ın salih kulları/evliyalar için “Allah  sırrını takdis etsin/veya sırrının kudsiyetini artırsın” ifadesi, onların bu  halleriyle bağdaşan bir husus olduğu için, -bir dua olarak- kullanılması uygun görülmüştür.

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet