Değerli kardeşimiz,

“Kur’an-ı Kerim’in hükmü kalkacak mı?” sorusu, çok farklı sonuçlara götürecek bir genişliktedir. Mesela, kişinin annesiyle evlenmemesi bir Kur’an hükmüdür; bu kalkar mı? Elbette kalkmaz. İman esasları Kur’an’ın hükümleridir, bunlar elbette kalkmaz… Kur’an’ın hükmü olmazsa, orada hırsızlık, adam öldürmek serbest mi olacak? Hükmü varsa, namaz oruç, ibadet, kulluk devam mı edecek?

Soruda bu tür farklı durumlara vardıracak kadar bir pozisyon söz konusu değilse, o zaman şunu rahatlıkla söyleyebiliriz:

– Ahirette imtihan yoktur. Kur’an ise din imtihanı için vardır. Ahiret âlemi imtihan yeri değil, imtihan sonuçlarının hüküm sürdüğü yerdir. Artık çalışma değil, istirahat etme zamanıdır. Hizmet değil, ücret alma zamanıdır. İbadet değil, mükâfat görme zamanıdır. Bu sebeple, Kur’an’ın hükümleri olan ibadetler artık söz konusu değildir. Cennette Kur’an okunabilir, tesbih edilebilir, fakat bunlar artık birer görev olarak değil, ruhun, aklın ve kalbin lezzeti için yapılır.

Bu konuda Bediüzzaman Hazretlerinin şu ifadeleri gerçekten çok güzeldir:

“Ey bîçareler! Mezaristana göçtüğünüz zaman, ‘Eyvah! Malımız harab olup, sa’yimiz heba oldu; şu güzel ve geniş dünyadan gidip, dar bir toprağa girdik.’ demeyiniz, feryad edip me’yus olmayınız… Çünki sizin her şeyiniz muhafaza ediliyor. Her ameliniz yazılmıştır. Her hizmetiniz kaydedilmiştir. Hizmetinizin mükâfatını verecek ve her hayır elinde ve her hayrı yapabilecek bir Zât-ı Zülcelal, sizi celb edip, yer altında muvakkaten durdurur. Sonra huzuruna aldırır. Ne mutlu sizlere ki; hizmetinizi ve vazifenizi bitirdiniz. Zahmetiniz bitti, rahata ve rahmete gidiyorsunuz. Hizmet, meşakkat bitti; ücret almağa gidiyorsunuz.” (bk. Mektubat, Yirminci Mektub, s. 227)

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet